25 Kasım 2009 Çarşamba

kıyamet / ahret

AnLayamiyorum




Dünyaya daLip Ahireti unutanlar

Gününü gün edip hayaLince yasayanLar

Yirmi dört saat yetmez mutLuLuktan tasarLar

Taki gercegi herseyi anLayana kadar

Sicak yuvaLarina sogukLuk koyanLar

Masum yavrularina acimadan bosanirLar

Ikiside baskasina kosarLar

Taki gercegi herseyi anLayana kadar

Severde seviLmez aciyLa yanarsin

KahroLup masum sevgiyi ararsin

Ben artik rastLamam sanarsin

Taki herseyi anLayana kadar

Bir birLerine ihanet ederLer

KaLLesce arkasindan vururLar

GücLügüm diye gururLanirLar

Taki gercegi herseyi anLayana kadar

Hani oLur ya söyLer diLin söyLemez

DizLerinin bagi cözüLür yürümez

Görür gözLerin görmez istir kuLagin duymaz

Taki gercegi herseyi anLayana kadar

Dokuna biLimisiniz duyguLarims hisLerinizLe?

AnLiyabiLmisiniz beni tüm benLiginizLe

GözyasLarimi buLabiLirmisiz misraLarimda?

AnLatamiyorum mu yoksa anLamiyorLarmi beni ?

Iste iste ben bunu anLamiyorum ve anLatamiyorum?

SeNGüL/meLike


alıntı

Hayatımız Boyunca 10 Kova Gözyaşı Döküyoruz


Amerika'da yapılan araştırmada, bir insanın hayatı boyunca 100 litre gözyaşı döktüğü belirlenirken 'erkekler ağlamaz' tezinin de koca bir yalan olduğu saptandı.




Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Halil Aksu, yaptığı açıklamada, insanlığın varoluşundan ve insan oğlunun dünyaya 'merhaba' dediği andan itibaren hayatın bir parçası olan ve duyguların inişi çıkışıyla beslenen olmazsa olmaz olguların başında 'ağlamanın' geldiğini ifade etti.

Aksu, gözyaşının anatomi ve fizyolojini anlatmanın saatlere sığmayacağını ancak ağlama gözyaşları hakkında yapılan bilimsel araştırmalara göre bir insanın norman şartlarda 24 saatte 30 damla gözyaşı döktüğünü, bunan da yaşam boyu yaklaşık 100 litre yani 10 kovaya ulaştığını söyledi.

Minnesota Üniversitesi'nde yapılan araştırmada bir grup insana 'acıklı film' izlettirildiğini ve ağlama gözyaşlarının incelendiğini belirten Aksu, "Aynı gruba soğan kestirilmiş ve soğana bağlı gözyaşları toplanıp incelenmiş ve sonuçlar çok çarpıcı çıkmıştır.

Soğana bağlı gözyaşı su ve lipid ihtiva ederken, acıklı filme bağlı gözyaşlarında su ve lipid ilaveten analjezik ve vücut için toksin bir madde olan lösin ve enkafilin maddeleri de tespit edilmiştir" dedi.

Aksu aynı araştırmanın devamının Rusya'da ameliyat olan hastalar üzerinde yapıldığını ve çok çarpıcı sonuçlar alındığını vurgulayarak, "Araştırmada aynı anda ameliyat olan hastalar 3 gruba ayrıldı. 1. gruba hiç ağlama seansı uygulanmadı, 2. gruba soğan kestirerek ağlama seansı uygulandı, 3. gruba acıklı film izletilerek ağlama seansı uygulandı. Sonuç çok çarpıcı.

Hiç ağlamayan ya da soğanla ağlayanların yaraları normal süreçte iyileşirken, film izletilerek ağlama seansı uygulatılan grubun yaraları normal süreçten 12 gün önce iyileşti. Bu da gösteriyor ki, bedenimiz ve ruhumuzun temizlenmesinde gözyaşları da görevlendirilmiştir. Bu sonuçlara göre ayrıca erkekler ağlamaz tezi de rafa kaldırıldı" diye konuştu.



__________________

Bir Damla Gözyaşı


Şimdi şu dakika ağlamalıyım
günlerdir tutsak ettiğim gözyaşlarım
gülümsemelerimin yolunu kesmeli…
nasıl dalgalara yenik düştüysem günün birinde
nasıl başımı eğip kendimi ezip geçtiysem
ve yüzlerce yalanı
bile bile
sindire sindire
senden alıp kendime söylediysem
ve kandıysam
bütün yalan kokan gerçeklere
işte şimdi ruhum suretini fırlatıyor
ve kabuk değiştiriyor yüreğim
sancılı zamanların küskün vakitlerinde….
ağlasam sanıyorum ki bütün bu kabus bitecek
kendimle hesaplaşmalarım beni azat edecek
bütün maskeler düşecek ve gözyaşı ekeceğim yüreğine
sebepsiz değil kızgınlıklarım
öfkem bir bavul dolusu kilit kapımda
ağlasam açılacak kilit
işte o zaman sen ektiklerini biçeceksin yolumda…
geç bile kalmışım
şimdi…. şu vakit ağlamalıyım!….
geç kalınmış bir gözyaşım var
kendimden alacaklıyım
değmezse eğer
düşmezse yanaklarıma
uykularım haram olur yarınlarıma….
Ağlama Kıyamam Gözyaşlarına




Gül ey kimselere benzemeyen yar

Ağlama/kıyamam gözyaşlarına

Akıtma elemlerini gönül teline

Topla saçlarına ay ışığını

Çöz içindeki kör düğümleri

Savrul pul pul dünyanın dört köşesine

Ağlama/kıyamam ben sana ey yar...



Ağlama kıskanmasın bulutlar seni

Savur rüzgarlarla kederlerini

Yükle bütün öfkeni yıldırımlara

Sökülsün yüreğinde biriken paslar

Savur eteklerini ılık rüzgara

Göster tüm dünyaya gülümsemeni

Ağlama/ kıyamam ben sana ey yar...



Utansın yağmurlar gözyaşlarından

Kırlangıçlar getirsin sevinçlerini

Götürsün bulutlar hüzünlerini

Şiirler yazılsın bir gülüşüne

Çık artık gizlendiğin siperlerinden

Dünya güzel görsün güzelliğinde

Ağlama/kıyamam ben sana ey yar...



Geri al iğdelerden güzel kokunu

Vursun ayışığı pencerelerine

Kırılsın paramparça tüm zincirlerin

Dinsin susuzluğun abı-ı hayat'ta

Bülbüller şakısın gönül bahçende

Alem kadın görsün bir bakışında

Ağlama/kıyamam ben sana ey yar...

alıntı

24 Kasım 2009 Salı

''Gelirsen Sadece Kendini Getir Bana ''


Gelirsen pırıl pırıl bakışlarınla gelmelisin ve mutluluğu asmalısın sol omzuna. Bakışlarına kan dökmemelisin, kinden, nefretten, her tür tuzaktan arınarak çıkmalısın yola. Hayatı taşıyacak kadar yürekli olmalı küçük parmakların, avuçlarının içiyse her dem ıslak olmalı.

Gelirsen gözlerini getirmelisin, içlerinde bakmaya doyamayacağım umut dolu gözbebeklerini de almalısın yanına. Bir ceylanı bile kıskandıracak o nefis yürüyüşünle gelmelisin bana. Yürek titreten gülüşlerini de almalısın yanına ve akmalısın yüreğime daha ilk merhaba demek için hazırlık yaptığım anda.

Ardında bıraktığın sözcüklerin tümünü silerek hafızandan, o öpmeye kıyamadığım ak alnınla gelmelisin. Güneşi getirmelisin gelirken, karanlıkların üzerine çullanmalıyız seninle ve içimize gömmeliyiz karanlığı. Hayatla başa çıkabilecek kadar sert, en küçük kırılmada parçalanacak kadar yumuşak bir yürekle gelmelisin bana gelirsen.

Minicik öykülerinle gelmelisin, bir kedi kadar sessiz, bir kaplan kadar yırtıcı olmalısın yola çıktığın andan itibaren. Seni dinleme zevkini de getirmelisin bana, dudaklarından dökülen her sözcüğü içmeliyim kana kana.

Fesleğen kokulu saçlarınla gel gelirsen ve içinden topladığın çiçeklerini ver bana. Yüreğinden sessizce süzülen nehirlerini getir bana, utangaçlıklarını, sokulganlıklarını, çılgınlıklarını da yanına yoldaş yaparak.

Ama neyse sen bana aldırma. Unut yukarıda istediklerimin tümünü.

…”Gelirsen Sadece Kendini Getir Bana

13 Kasım 2009 Cuma

Sensizlik öyle acı veriyor ki bana
Dalıp gidiyor gözlerim bak uzaklara
Kalbim sızlıyor anlatamıyorum ki sana
Küsmek istiyorum ben bu yalnızlığıma
Ne acılar çekiyorum ki şu fani hayatta
Mutlu olacağım belki öbür dünyada
Senden önce yaşamadım ki ben böyle bir sevda
Sen öğrettin bana sevmeyi de küstürmeyide aşka
Nafile ki ağlasam,sızlasam hepsi boşa,
Bilmelisin sen varsın sadece hayatımda
Sensizlik için çaba harcamadım ki uğrunda,
Ben bir kere sevdim bunu anlasana
Başkasına nasıl veririm kalbimi bir daha.
Onun sadece sende olduğunu anlalayamadın asla
Beni sevecek bir başkası olamaz hayatımda
Sensizlik çok acı veriyor inan ki bana.
Bir kez daha benim yanımda olsana.
Sen beni sevmesen de gelir misin son kez yanıma
Son kez seni alsam ki kollarıma,
Ne olur sevdiğim elveda deme bana,
Seni seveceğim bebeğim unutma bunu asla......

Nejlet

6 Kasım 2009 Cuma

Rabbim
Bir insan koy kalbime
Ama o insan senin de
sevdiğin olsun

Ve bana öyle bir insan sevdir ki
O insanın kalbi Seninle sevişen bir mabed olsun.
Beni öyle bir insanla buluştur ki benden önce
Onunla buluşmuş olan sen olasın

Onunla el ele tutuştuğumuzda
İkimizin üzerinde Senin elin olsun

Bana öyle gözler göster ki
Ben o gözlerden sana bakayım
Bana öyle bir sevgili ver ki
O gözler cennete açılan iki pencere olsun

Onunla öyle bir yolda yürüyelim ki
Kılavuzumuz sen olasın ey Rabbim

Öyle bir sevgili ver ki bana
Ona sarıldığımda kainat bize baksın
Birbirine sarılsın
Sevgimiz kurtla kuzuları barıştırsın
Bize bakıp şeytan Adem’e secde etsin
Günah sevap uğruna kendini feda etsin
Ölüler birer birer uyansın sevgimizle

Bize öyle bir sevgili ver ki Rabbim!
Sevgimizde Muhammed sevilsin
Öyle sevelim ki birbirimizi
Hz. Hatice göklerden bize seslensin
Ve desin ki;

“Bak ya Muhammed bak şu sevgililere onlar bizde… biz de onlardayız.
Bak Aşkımız bir kez daha yaşanıyor yeryüzünde..
Allah Aşkımızı öyle çok seviyor ki binlerce insana yaşatıyor..

dua

Rabbim
Bir insan koy kalbime
Ama o insan senin de
sevdiğin olsun

Ve bana öyle bir insan sevdir ki
O insanın kalbi Seninle sevişen bir mabed olsun.
Beni öyle bir insanla buluştur ki benden önce
Onunla buluşmuş olan sen olasın

Onunla el ele tutuştuğumuzda
İkimizin üzerinde Senin elin olsun

Bana öyle gözler göster ki
Ben o gözlerden sana bakayım
Bana öyle bir sevgili ver ki
O gözler cennete açılan iki pencere olsun

Onunla öyle bir yolda yürüyelim ki
Kılavuzumuz sen olasın ey Rabbim

Öyle bir sevgili ver ki bana
Ona sarıldığımda kainat bize baksın
Birbirine sarılsın
Sevgimiz kurtla kuzuları barıştırsın
Bize bakıp şeytan Adem’e secde etsin
Günah sevap uğruna kendini feda etsin
Ölüler birer birer uyansın sevgimizle

Bize öyle bir sevgili ver ki Rabbim!
Sevgimizde Muhammed sevilsin
Öyle sevelim ki birbirimizi
Hz. Hatice göklerden bize seslensin
Ve desin ki;

“Bak ya Muhammed bak şu sevgililere onlar bizde… biz de onlardayız.
Bak Aşkımız bir kez daha yaşanıyor yeryüzünde..
Allah Aşkımızı öyle çok seviyor ki binlerce insana yaşatıyor..
AŞK-I EZELİ
Aşk ile hüsran bulan varsa; benimdir.
Aşka kul, köle olan varsa; benimdir.
Aşka kanayan bir göz varsa; benimdir.
Aşkı anarak ölen varsa, benimdir.

Aşka kanıp hicran içen bendendir.
Libas diye hüznü giyen bendendir.
Ayrılığı sinesine çeken bendendir.
Ölüm gününü vuslat bilen bendendir.

Kimse bilmez aşk acısını benden özge
Kimse yanmaz bu ateşte benden özge
Kendini aşık diye avutan kimse
Aşk için ölmez dahi benden özge.

Aşk varmış cihanda ezelden benimle
Aşkın kaderi yazılmış ezelden benimle
Bir aşık dünyaya gelmezden önce
Aşk ile ölürmüş ta ezelden benimle.

Harun BOZKURT

en sevgiliye ithafen

Hayatım, canım, canan’ım, kıymetli efendim sana layık olmaktan o kadar uzağım ki!

Bir görsem yüzünü , dokunabilsem eteğine , ruhunun güzellikleriyle hemhal olabilsem.

Senin beni sevdiğin kadar bende seni sevebilsem

Sesinde sessizliğimi eritsem

Sessizliğinde ruhumu eğitsem

Nefsimi ayaklarına sersem

Tüm sersemliğimle yolunda sürünsem

Bilmem ki sana ualşabilir miyim?

Bilmem ki senin kadar sevebilir miyim?

Nur cemalinle aydınlatsan dünyamı,

Sımsıkı sarılsan bana,

Kavrasan tüm benliğimi,

Aşkınla ısıtsan üşüyen yüreğimi,

Ulaştırsan beni RABB’E.

Sevgine muhtacım efendim.

Muhammed Yasin Osmanoğlu

Su da güzel ! Ateşde !

Su da güzel ! Ateşde !

Suyun ateşi ateşin de suyu sevmediğini bile bile kavuştururlar bir gün bir yerlerde… ateş suyu yakar su da ateşi yoka salar.

Güneş de güzel ! Gecede

Güneş sevmez hep sırtını döner geceye…ya olmasaydı güneş sırtını dönmeyeydi geceye nerden bilecektik…güneşi de geceyi de, sevmeseler de beraber hareket ederler…gece güneşi yok eder güneş de geceyi…
var olmaları birbirlerine bağlıdır.

Bahar da güzel ! Zemheride!

Bahar gelir zemheriyi yerinden eder…zemheri de vakti gelince baharı…bir kezde olsa mutlaka yolları çakışır bir yerde, yer değiştirirler; biri gelirken biri gider…hep oynaş içindedirler…zemheri sıcağı sevmez bahar da soğuğu…birbirleri gibi herşeyleri tezat ama yine de birbirlerini var eden yine de birbirleridir.

Dost da güzel ! Düşman da

Düşmanlar dostun kıymetini anlatır
dost kıymetsize meyletmemeyi öğretir…
dostu var eden düşmandır…düşman olacak ki dost fark edile dost olacak ki düşman yok edile.

suyu da sevdim ateşi de
güneşi de sevdim geceyi de
baharı da sevdim zemheriyi de
dostu da sevdim düşmanı da

dostuma da düşmanıma da bir tebessüm ettim gitti.

Dünya Boş İmiş (Feryad edip)

Feryad edip hiç bir dala konmadan
Gönül havadaki dönen kuş imiş
Gam ile mihneti mesken edindim
Bir bakarsan yalan dünya boş imiş

Seher vakti bülbüllerim ötmedi
Çok rica eyledim sözüm tutmadı
Bir vakit hoş günüm devran etmedi
Kahpe felek kara bağrım taş imiş

Allı turnam ayrılmazdı katerden
Bahanam yok ayrılamam kaderden
Dünyaya bakmadım gamü kederden
Benim başım ne belalı baş imiş

Seher vakti bülbül başlar figana
Hele bir nazar kıl fani cihana
Nice canlar geldi geçti bu hana
Güvenmeyin dostlar dünya düş imiş

Said’im çekiyor gam ile keder
Hakka aşık olan dünyayı nider
Misafirhanedir gelenler gider
Yeni bildim yalan dünya boş imiş

Aşık SAİD

Gül ve ot (Sad-i Şirazi _ Gülistan)

Sadi gülistan’ında der ki:
“Bir tümseğin üzerinde otla bağlanmış birkaç demet taze gül gördüm. ‘Bu değersiz ot ne oluyor ki gül ile birlikte bulunuyor?’ dedim.
Ot ağladı ve şöyle dedi:
‘Sus!
Kerem sahipleri arkadaşlığı unutur mu! Her ne kadar güzelliğim, rengim, kokum yoksa da nihayet ben de bu güllerin bittiği bahçenin otu değil miyim?’”